Yenilikçi Erişilebilirlik Platformları
Erişilebilirlik konusunda dünyadan üç örnek uygulama dikkat çekiyor.
Erişilebilirlik konusu 3 aşamada ele alınabilir: Erişilebilirliğin sağlanması, engellenen bireylerin erişilebilir mekanlardan haberdar olması ve denetimlerin yapılması. Şu ana kadarki tüm yazılarımızda erişilebilirlik düzenlemelerinin öneminden bahsettik, bu yazımızda ise daha çok ikinci ve üçüncü aşamaya değineceğiz. Özellikle teknolojinin de gelişmesi ve teknolojik araçların ulaşılabilirliklerinin artması ile denetim ve bilgiye erişim konularında yenilikçi ve katılımcı örnekler ile karşılaşıyoruz. Bu noktada karşımıza çıkan 3 iyi örnekten bahsetmek istiyoruz:
Accessible Zagreb (Zagreb – Hırvatistan): Zagreb Belediyesi tarafından geliştirilen Accessible Zagreb uygulaması ve web sayfası şehrin her türlü kamusal alanının erişilebilirliğine dair bilgi içeren bir veri bankası. 2019 yılında sadece binaların erişilebilirliği hakkında bilgiler içeren uygulamaya 2020 yılında cadde ve açık alanlar eklendi ve şu sıralarda da toplu taşıma araçları ile durakların erişilebilirliğine dair bilgilerin eklenmesi için çalışılıyor. Yapılar “erişilebilir, kısmen erişilebilir ve erişilebilir değil” olmak üzere 3 kategoride değerlendiriliyor ve bina girişi, kaldırımların kot farkı gibi önemli detayların fotoğrafları platformda yer alıyor. Google Maps desteği ile güncel kalan ve navigasyon desteği sunan uygulamanın tasarım sürecinde teknoloji şirketleri, üniversiteler ve tabi ki engelli örgütleri gibi çok sayıda paydaş yer aldı. Platformda şu an 2.500’den fazla binaya ve geneli şehir merkezinde olmak üzere 20 km2’lik bir alanı kaplayan caddeler ve açık alanlara dair bilgiler yer alıyor. Son olarak Zagreb Belediyesi’nin uygulamayı tanıtırken sadece yerel halkı değil, Zagreb’i ziyaret eden engellenen bireyleri de kapsayan bir dil kullandığına dikkat çekmek gerek. Bu tür erişilebilirlik uygulamalarının evrensel olduğu ve turizm için şehri güçlendirdiği de akılda tutulmalı.
Entaleq (Kahire – Mısır): Entaleq, Mısır’da kurulmuş bir sosyal girişim olan Helm, Microsoft ve Vodafone Vakfı ortaklığında geliştirilmiş ve geneli Kahire’deki binden fazla erişilebilir mekan hakkında bilgi içeren bir platform ve uygulama. Binden fazla engellenen bireyin kullandığı platform katılımcı bir yaklaşımla devamlılığını sağlıyor ve kullanıcıların mekana dair yazdığı yorumlar ile gelişiyor. Öte yandan erişilebilirliğin teknik bilgi gerektiren boyutu için yeni eklenecek mekanlar öncelikle bir erişilebilirlik profesyoneli tarafından ziyaret ediliyor ve sonrasında, eğer ki mekan erişilebilirse, platforma ekleniyor. İleride ise kullanıcıların bazı soruları yanıtlayarak kendi kendilerine mekan ekleyebilmesi de kurumun gündeminde. Bir erişilebilirlik danışmanlığı şirketi olan Helm, platforma dahil olmadan önce erişilebilir olmayan 140 yerin de dönüşümünü sağlayarak platformun etki gücünü arttırdı.
AXS Map (Global): ABD’li film yapımcısı ve engelli hakları aktivisti Jason DaSilva tarafından kurulan AXS Map globale yayılmış katılımcı bir platform. Google Maps desteğiyle kullanıcılar çevrelerindeki neredeyse tüm mekanların erişilebilirliğini puanlayıp yorumlayabiliyor ve her kullanıcı bu puan ve yorumları görebiliyor. Girişler, iç mekan, tuvaletler ve diğer kategorisi kapsamında aydınlatma, ses düzeyi gibi unsurların değerlendirildiği sistem Google API ile çalıştığı için dünyanın her şehrinde kullanılabilir bir altyapıya sahip. Ne var ki çoğu şehirde, örneğin İstanbul’da veri neredeyse yok. Aynı zamanda platform bireysel deneyimlerden elde edilmiş verilere dayandığından engel düzeyine göre farklılıkların tam olarak gözetilebilmesi için yeterli sayıda veriye ulaşılamadığı takdirde bazı eksiklikler ile karşılaşılabilir. Bu büyük veri ihtiyacını karşılamak ve kitleleri harekete geçirmeyi sağlamak için AXS Map’ın bulduğu çözüm ise mapathonlar. Hem sistemdeki mekan hem de girilen yorum sayısını arttırmak amaçlı çeşitli zaman aralıklarında çeşitli bölgelerde doğrudan kişiler tarafından kolektif haritalama çalışmaları başlatılabiliyor. Bu da platformun katılımcılığını arttıran bir özellik.
Özetle, kentin sürekli değişen dinamik yapısında erişilebilirliğin denetimi ve sürekliliği için teknolojinin yardımıyla belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve hatta bireyler inisiyatif alarak hem yerelde hem de globalde çeşitli çözümler üretiyor. Denetimlerin sadece kamu kurumlarının kontrolünden çıkıp katılımcı bir şekilde yapılması süreci de hızlandırıyor. Türkiye özelinde ise henüz kapsamlı bir dijital çözüm bulunmuyor. Bu açıdan engellenen bireylerin kente katılımını arttırmak ve erişilebilirlik denetimlerini daha katılımcı kılmak için yerel yönetimlerin veya sivil inisiyatiflerin harekete geçmesi dijitalleşmenin de arttığı bu zamanlarda olumlu bir etki yaratabilir.