Katılımcı Erişilebilirlik Denetim Süreçleri
İlk yazımızda kamusal alanların erişilebilirliğini denetlemekle yükümlü olan Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonları’nın görevlerini tam yerine getiremediğine değinmiştik. Bu noktada katılımcı süreçler işletmek ve dijital çözümleri kullanmak bir çözüm olabilir. Biz de bu yazımızda farklı sektörlerden ulusal ve uluslararası dijital erişilebilirlik denetimi uygulamalarını derleyerek öneriler sunmaya çalıştık. Başlamadan önce belirtmeliyiz ki burada değindiğimiz çözümler “Yenilikçi erişilebilirlik platformları” yazımızdaki çözümlerden farklı olarak sivil katılımı önceleyen ve bilgilendirme amacından ziyade kararvericiler üzerinde değişim yaratmayı amaçlayan uygulamalar.
Hindistan Sosyal Adalet ve Kalkınma Bakanlığı’na bağlı Engelli Kalkınma Birimi’nin (Department of Disability Empowerment) başlattığı Erişilebilir Hindistan Kampanyası kapsamında Sugamya Bharat mobil uygulaması geliştirildi. Uygulama sayesinde engellenen bireyler kamusal alanlarda, toplu ulaşımda ve bilgi iletişim mecralarında karşılaştığı erişilebilirlik sorunlarını fotoğraflayarak konum etiketleriyle sisteme yükleyebiliyor ve doğrudan ilgili birime iletebiliyor. Bu sorunun çözümü hakkında kullanıcı da bilgilendiriliyor. İşaret dili ve yazı büyütme gibi erişilebilirlik düzenlemelerinin bulunduğu uygulama aynı zamanda erişilebilirlik standartları ve ülkedeki erişilebilirlik haberleri hakkında bilgiler de içeriyor.
Türkiye’de ise benzer bir çalışma PinGOin sosyal girişimi ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ortaklığında yapıldı. Her türlü kamusal alanın fiziksel ve tutumsal erişilebilirlik durumunu görünür kılmayı hedefleyen PinGOin platformunda il ve mekân türü filtrelemeleriyle mekânların erişilebilirlik durumları incelenebiliyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ile yapılan çalışmada ise Eskişehir’deki birçok mekânın erişilebilirlik durumu gönüllülerin desteğiyle “pinlendi” ve raporlandı. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ne öneriler sunuldu.
Toplu ulaşım araçlarının erişilebilirliğinin katılımcı bir şekilde denetlenmesi için henüz daha bu nisan ayında European Disability Forum bir portal geliştirdi. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde toplu ulaşım araçlarında ve istasyonlarda yaşanan erişilebilirlik sorunları ve ayrımcı tutumlar bu platform üzerinden paylaşılabiliyor. European Disability Forum her spesifik sorunun çözümü için şirketler veya hükümetlerle iletişime geçemeyeceklerini belirtmekle beraber veriden hareketle politika belgeleri oluşturacaklarını ve bunu savunuculuk çalışmalarında kullanacaklarını da söylüyor. Şu ana kadar 11 ülkeden 24 vakanın bulunduğu portalda ulaşım aracı ve yere göre filtreleme yapılarak diğer vakalar da incelenebiliyor. Gelecek aylarda portalda politika önerileri gibi çeşitli belgelerin de olması hedefleniyor.
Doğrudan hükümetlerin dâhil olmadığı bu tip denetim sistemlerinin etkisi ilk bakışta zayıf gözükebilse de değişimin ilk adımı olarak da ele alınabilir. Örneğin, Engelsiz Erişim Derneği geçtiğimiz yıl temmuz – ekim ayları arasında toplu ulaşım araçlarında çalışmayan sesli anons sistemlerini engellenen bireylere yaygınlaştırılan bir form aracılığıyla katılımcı bir şekilde tespit etti. Toplanan veri İETT Bilişim Daire Başkanlığı’na iletilerek talepler sunuldu ve hem toplu ulaşım araçlarının hem de İETT mobil uygulamasının erişilebilirliği için taahhütler alındı.
Yukarıdaki uygulamaların tamamının ortaklaştığı nokta katılımcılık. Burada katılımcılık sosyal hayata dâhil olmaktan öte veri toplamadan kararların alınmasına kadar her adımda öznenin sürece dâhil olması olarak tanımlanabilir. Hâliyle erişilebilirlik konusunda çalışmalar ve denetimler yapılırken engellenen bireylerin ve engelli örgütlerinin de sürece dâhil edilmesi hem denetimleri hızlandıracak hem de denetimlerin kalitesini artıracaktır. Burada dijital çözümleri kullanmak ise yaygınlaşma için oldukça etkili.