Dünya Beyaz Baston Gününün Ardından
15 Ekim Dünya Beyaz Baston Günü erişilebilirlik ve kapsayıcılık için bir fırsata dönüşebilir mi?
Beyaz baston “beyaz” olmaya ve kör bireyler için bir bağımsızlık sembolü hâline gelmeye 1921’de James Biggs adında kör bir İngiliz gazetecinin çevresindeki trafikten tedirgin olması üzerine daha rahat fark edilebilmek için bastonunu boyaması ile başladı. Bu küçük tarihî bilgi beyaz bastonun işlevine dair çok şey anlatıyor aslında.
Beyaz baston kişinin bağımsız hareketliliğini sağlayan basit bir navigasyon aracı olmanın ötesinde toplumun kör bireyi fark etmesi için bir sembol görevi de görüyor. Bu da bastonu bir araç olmaktan çıkarıp kişinin bir parçası, benliğinin bir sembolü hâline getiriyor. 1964’ten beri kutlanan 15 Ekim Beyaz Baston Günü tam da bu sebeple körlüğün, farklılığın ve bağımsız yaşamın vurgulandığı bir gün. Biz de bu yazımızda bu günün Türkiye’deki yansımaları ve ileride ne bekleyebileceğimizden bahsedeceğiz.
Beyaz Baston Günü etkinlikleri
Bazı belediyeler 15 Ekim kapsamında baston dağıtımı yapma, empati etkinlikleri veya görme engellilere özel geziler düzenleme veya sadece açıklama yayımlama gibi faaliyetlerde bulunuyor. Diyarbakır’dan Çanakkale’ye, İstanbul’dan Konya’ya kadar yerel düzeyde gün kapsamında faaliyetlerin bulunması bilinirliğin ve güne verilen önemin göstergesi olarak değerlendirilse de faaliyetlerin niteliği tartışmalı ki bu konuya değineceğiz. Özellikle görme engellilik alanında çalışan STK’lar da 15 Ekim’i sahiplenmiş durumda. Örneğin, Engelsiz Erişim Derneği 8 yıldır düzenlediği Beyaz Baston Festivali ile erişilebilirlik alanında hem Türkiye’den hem de yurt dışından iyi örnekleri görünür kılıyor. Festival aracılığıyla görme engelli bireyler arasında bir dayanışma ortamı kurulması da destekleniyor
Çözüm önerileri
Bu seneki 15 Ekim’i geride bıraktık. Şimdi “ne yapmalıyız?” sorusuna odaklanmak faydalı olacaktır. Öncelikle belediyelerin sosyal etkinliklerinin sınırlı bir kitle için olumlu bir değişim yaratabildiğini kabul etsek de söylemlerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Üzerinde durulan “empati” ve “engellilere özel” gibi ifadelerin daha kapsayıcı ve diyalogu teşvik eden hâle gelmesi beraber yaşama kültürünün oluşmasını kolaylaştıracaktır. Örneğin, engellilere özel bir etkinlik düzenlenmesindense var olan bir etkinliğin erişilebilir bir şekilde herkese açık gerçekleşmesi hem toplumun erişilebilirlik hakkındaki bilincini arttıracak hem de engellenen bireylerin topluma katılımını izolasyona maruz kalmadan sağlayacaktır.
Etkinliklerin ötesinde politika bazlı değişikliklerin gerekliliği de unutulmamalı. Bir önceki yazımızda motorlu taşıt eğitim programlarındaki eksikliklerden bahsetmiştik. Bu açıdan müfredatta beyaz baston önceliğinin de vurgulandığı bir değişikliğin yapılması ve bunun 15 Ekim gibi özel günlerde duyurulması anlamlı olabilir. Benzer şekilde kör bireylerin bağımsız yaşama katılımı için önemli eğitmenler olan mobility trainerlar (hareketlilik eğitimenleri) veya erişilebilirlik denetimleri yapan meslek gruplarının yurtdışındaki gibi meslek olarak tanınması ve ilgili eğitimlerin sağlanması ihtiyaç duyulan değişikliklerden.
Bir diğer konu da bastonun kendisi. Teknolojinin gelişmesi ile beraber beyaz bastonlar da değişmeye, yeni özellikler kazanmaya başladı. Türkiye’den bir örnek vermek gerekirse WeWalk akıllı baston sensörler sayesinde bel üstü hizadaki engellere karşı kör bireyi titreşim ile uyarabiliyor. Mobil uygulama desteği ile de erişilebilir bir navigasyon deneyimi sunmak hedefleniyor. Ne var ki, belediyeler ile görüşerek toplu taşıma verilerini almak ve düşünülen akıllı şehircilik çözümlerini bu tip erişilebilirlik uygulamalarına entegre etmek üzerine çalışmak gerekiyor. Kapsayıcı bir gelişim için belediyelerin yeniliklere açık olması önemli. Ayrıca, engellilik ve erişilebilirlik alanındaki teknolojik çalışmalara destek bulmanın zorluğu da düşünülünce ArGe konusunda iş birliğinin ve çalışmaların artması inovasyonun önünü açacak bir nokta.
Kısacası bağımsızlığın ve farklılığın kutlandığı bir gün olan 15 Ekim Beyaz Baston Günü, diyalog alanlarının açılması, yeni politikaların geliştirilmesi ve yeniliklerin önünün açılması için bir fırsat olabilir. Önümüzdeki sene için kilit aktörleri aksiyon almaya çağırıyor, önerilerden çok gerçekleşenleri yazmayı umuyoruz.