Erişilebilir Kentler İçin Haritalar
Bir şehri tanımak için haritalar oldukça sık başvurulan kaynaklar. Artık dijital sistemler daha sık kullanılıyor olsa da şehir hakkında genel bir izlenim edinmek ve öğrenme kanallarını çeşitlendirmek için basılı haritalar da oldukça anlamlı. Ne var ki haritaların görsel veriye dayanması farklı erişilebilirlik ihtiyaçları doğuruyor. Biz de bu yazımızda Türkiye’den ve yurt dışından erişilebilir haritacılık çalışmalarına değinerek dokunsal haritaların yaygınlaşması için bazı öneriler paylaşacağız.
Haritalar daha çok görsel yapılarıyla öne çıktığı için alanda yapılan çalışmalar da görme farklılığı olan bireylere yönelik. Türkiye’deki en güncel çalışmalardan biri Altı Nokta Körler Vakfı koordinatörlüğünde yürütülen Dokunsal Materyal Atölyesi Projesi’ydi. Proje kapsamında görme farklılığı olan bireylerin talepleri doğrultusunda İstanbul’da yer alan beş metro istasyonu, dokuz üniversite kampüsü ve sık kullanılan meydanların da dâhil olduğu toplam 44 farklı alanın dokunsal haritası hazırlandı. Haritaların nasıl kullanılacağına yönelik görme farklılığı olan bireylerle atölyeler gerçekleştirilerek hem haritalardaki mesafe ve ölçek kavramları hem de dokunsal lejant sistemi üzerine çalışıldı. Görme farklılığı olan bireylerin kent aidiyetini destekleyen proje, evrensel dokunsal haritacılık standartlarının gelişimine de katkı sundu.
Benzer şekilde Hindistan Ulusal Haritacılık Kurumu (NATMO) 2017 yılında Braille Atlas çıkarmıştı. Son yapılan haberlere göre NATMO haritaların hissedilebilirliğini kaybetmemesi ve daha çevreci yöntemlerle hızlıca üretilebilmesi için farklı teknolojiler kullanmaya başladı. Kimyasallara ve plakalara ihtiyaç duymayan dijital baskı yöntemleriyle hem maliyet azaltılabiliyor hem de haritaların boyutu küçültülebiliyor. Görme farklılığı olan bireylerle yapılan çalışmalardan olumlu geri dönüşler alınması üzerine NATMO, Braille ve dokunsal haritacılık çalışmalarının devamını sağlamak için yakın gelecekte Braille Çözümler Birimi’ni kurmayı hedefliyor.
Dokunsal haritaların dijital erişilebilirlik çözümlerinin bütünleyicisi olarak kullanıldığı çözümler de mevcut. ClickAndGo navigasyon teknolojileri geliştiren ABD merkezli bir kurum. ClickAndGo Wayfinding uygulamasıyla sesli yönlendirmelerle alan gezilebiliyor. Uygulamada bulunan kayıtlarsa mekâna gitmeden önce alanı deneyimleme imkânı sunuyor. Tam da bu noktada küçük dokunsal haritalarla dinlenen yol tariflerinin hissedilebilmesi mümkün kılınıyor. Mekân girişinde yer alan daha büyük ve detaylı dokunsal haritalar da alandaki navigasyon sistemini bütünlüyor. Ayrıca, geliştirilen haritaların kontrast oranı, yazı boyutu gibi özelliklerine de dikkat edilerek az gören bireyler için de bir erişilebilirlik sağlanmış oluyor.
Geliştirilen onca dokunsal haritanın yaygınlaştırılabilmesi de ayrı konu. Bu kapsamda 3D yazıcıların kullanıldığı bazı çözümlerle karşılaşıyoruz. Örneğin, Touch Mapper web sayfasına herhangi bir adres girildiği zaman ölçek ve format ayarı yapılarak herhangi bir 3D yazıcıdan çıkarılabilir bir format elde edilebiliyor. Her ne kadar önceki örneklerdeki kadar detaylı ve lejant sistemli bir haritaya ulaşılamıyor olsa da sonradan kişiselleştirilebilir bir materyal oluşuyor. Bu tür çözümler dokunsal haritacılığın yayılması ve gelişmesi için güzel bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
Karşılaştığımız mevcut uygulamaları özetlemek gerekirse; engellenen bireylerin taleplerini dinleyerek hem harita üretmek hem de eğitim faaliyetleriyle haritaların kullanımını desteklemek kent aidiyetini arttırmanın yanında sosyal hayata katılımı da güçlendirecektir. Alanda var olan sürdürülebilir ve dijital çözümlerin de kullanılarak yenilikçi, yaygınlaştırılabilir ve etkili materyaller üretmek için mekanizmalar geliştirmek ve sürdürülebilirliği sağlamak oldukça önemli.