Skip to main content

Avrupa Hareketlilik Haftası, Sağlıklı Hareketlilik ve Erişilebilirlik

Türkiye’den de belediyelerin yoğun şekilde katıldığı Avrupa Hareketlilik Haftası sağlıklı hareketlilik ve erişilebilirlik konularında çalışılması için bir fırsat olabilir.

Avrupa Hareketlilik Haftası, 2002 yılından bu yana Avrupa Komisyonu tarafından 16 – 22 Eylül haftasında kutlanıyor. Hafta boyunca katılımcı belediyeler her sene belirlenen farklı bir temada yenilikçi altyapı çözümleri üretmek, halktan geribildirim almak ve erişilebilirlik çözümleri geliştirmek gibi konularda harekete geçmeye çağrılıyor. Çeşitli ödüllerin de verildiği haftaya sadece Avrupa’dan değil, dünyadan da birçok belediye katılıyor. Türkiye ise katılımın yoğun olduğu ülkelerden. Şu ana kadar 320 belediye 2021 Avrupa Hareketlilik Haftası’na kayıt yaptırmış durumda.

Bu senenin teması ise “Sürdürülebilir Ulaşım: Sağlıklı ve Güveli Hareketlilik” olarak belirlendi. Tematik rehberde bu başlıkta 4 ana odak göze çarpıyor: Akıl sağlığı, fiziksel sağlık, güvenlik, COVID-19 müdahalesi. Temanın seçiminde pandemi sırasında karşılaşılan zorluklar ve fark edilen fırsatlar etkili oldu.

Bu noktada, her odak ayrı bir yazı olarak ele alınabilecek kadar detaylı olduğu için, biz de bu yazımızda sadece sağlıklı hareketlilik konusunda iyi örneklere değinerek ilerisi için öneriler üretmeye çalışacağız.

Hem fiziksel hem de mental sağlık için açık alanların ve sosyal mekanların erişilebilirliği oldukça önemli. Özellikle evlere kapalı kaldığımız pandemi döneminde bunu daha çok fark ettik. Ancak, engellenen bireyler gibi farklı toplumsal grupların farklı ihtiyaçlarının olabileceği unutulmamalı. Örneğin, pandemi başında uygulanan sokağa çıkma yasaklarından uzun süre kapalı ortamda kalması ruhsal ve fiziksel sağlıklarını olumsuz etkileyebilecek özel gereksinimli çocuklar ve gençler ile refakatçilerinin muaf tutulması iyi bir örnekti. Pandemi döneminde Kanser ve Hasta Hakları Platformu’nun Onko-Van Projesi de sağlıklı ulaşım için önemli bir adımdı. Kanser tedavisi gören ve tedaviye gitmek için toplu taşıma kullanmak zorunda olan kanser hastalarını virüs riskinden korumak için ev-hastane ve hastane-ev arası servis hizmeti sunan proje 8 farklı kurumun ortak koordinasyonunda devam ediyor.

Pandemi kapsamındaki örneklerin yanı sıra engellenen bireylerin erişilebilirlik eksiklikleri nedeniyle yaşadıkları sosyal izolasyonun önüne geçebilmek için toplu ulaşım araçlarının erişilebilirliğinin önemi büyük. Her ne kadar istasyonlarda kılavuz zeminlerin, araç içi sesli anons sistemlerinin ve bazı araçlarda açılır rampaların bulunması sağlansa da hem mevcut uygulamaların yaygınlaşmasına hem de yenilikçi uygulamalara ihtiyaç var. Bu noktada 7 farklı Avrupa şehrinde pilot uygulamalar ile test edilecek 11 ortaklı ve Avrupa Komisyonu destekli TRIPS projesi engellenen bireylerin katılımıyla sorunları tespit etmeyi ve yenilikçi hareketlilik çözümleri üretmeyi hedefliyor. Siz de başlangıç aşamasındaki bu projeye hareketlililk anketini doldurarak destek verebilirsiniz.

Tematik rehberde sağlıklı ulaşım kapsamında bahsedilen bir alt başlık da hava ve gürültü kirliliği. Solunum güçlüğü çeken engellenen bireyler ve duyusal hassasiyeti bulunan otizmli bireyler için bu iki konu hayati öneme sahip. Avrupa nüfusunun %20’sinin uzun süreli tehlikeli ses seviyesine maruz kaldığı ve kentlerdeki artan karbon salınımı düşünüldüğünde durumun ciddiyeti daha da anlaşılır hale geliyor. Rehberde bu tehlikeli duruma karşılık Barcelona Belediyesi’nin “süperblok” çözümü iyi örnek olarak anlatılıyor. Süperbloklar 400 metrekarelik araçsız alanları ifade ediyor. Şehir trafiği bu alanların etrafından yeniden yönlendirilerek şehir içinde sessiz ve nispeten daha temiz alanlar yaratılıyor. Fark edilebileceği üzere süperbloklar bir erişilebilirlik uygulaması olarak düşünülmemiş ama herkesin hayat kalitesini arttıran kapsayıcı bir çözüm haline gelmiş.

Kısacası, önümüzdeki hafta yerel yönetimler için hareketlilik konusu üzerine düşünmek ve aksiyon almak için güzel bir fırsat. Bu noktada farklı toplumsal grupların farklı ihtiyaçlarının önemsenmesi, erişilebilirlik düzenlemelerinin ve kente katılımın engellenen bireylerin psikolojik ve fiziksel sağlıkları açısından değerinin unutulmaması ve kapsayıcı çözümler ile herkesin katılımının desteklenmesi sağlıklı ve güvenli kentler için kritik noktalar.