Kanada’nın Erişilebilirlik Taahhüdü Bize Ne Söylüyor?
Aralık 2021’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, engelli bireylere yönelik politikalara yön vermek amacıyla “2030 Engelsiz Vizyon Belgesini” yayımladı. 31 hedef ve 107 eylemden oluşan bu kapsamlı belge kapsayıcı eğitim, adalete erişim, istihdam gibi sekiz ana başlıkta genel bir çerçeve oluşturmakla beraber somut bir yol haritası ve strateji sunmamakta. Bu yüzden uygulanabilirliği soru işareti. Biz de bu yazımızda 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi’nden nasıl bir strateji belgesi çıkmasını beklediğimizi Kanada’dan bir örnekle açıklamaya çalışacağız.
2019 yılında yürürlüğe giren Accessible Canada Act (ACA) ile 2040 yılına kadar istihdam, fiziksel yapılar, bilgi iletişim teknolojileri, ulaşım ve hizmet ve servislere erişim konularında erişilebilirliğin sağlanması hedefleniyor. Kanada Hükümeti’ne bağlı birimleri ve basın yayın organları, hava yolu şirketleri, bankalar gibi özel sektör iştiraklerini kapsamına alan yasa, uzun bir hazırlık sürecinden geçti. Haziran 2016 – Şubat 2017 arasında 6 binden fazla Kanadalıdan ve 90’dan fazla kurumdan öneriler alınarak ilkeler belirlendi, öncelikler tespit edildi. Anketler, odak grup görüşmeleri ve birebir toplantılarla geçen bu 8 aylık sürecin sonunda ise “Ne Öğrendik?” başlıklı rapor kamuoyuyla paylaşıldı. Raporda nitel bir yöntem izlenerek erişilebilirlik tanımının dahi tartışılması ve bu konuda yorumların alınarak tanımların zenginleştirilmesi katılımcılığı arttıran en önemli unsurlardandı. Ayrıca, nicel verinin ötesine geçmenin yasanın kavramsal çerçevesini de güçlendirdiğini gördük.
Yasanın uygulanmasını ve izlenmesini kolaylaştırmak için bazı sistemler de kuruldu. Bunlardan biri olan Chief Accessibility Officer yasa kapsamında Bakan’a öneriler sunmak ve ilerlemeyi raporlamakla yükümlüyken Accessibility Commissioner kurum denetimleri yapmakla görevli. Ayrıca, yasa kapsamındaki kurumlardan mevcut durumu tanımlayan ve iyileştirme önerileri içeren erişilebilirlik planları oluşturmaları ve 3 yıllık periyotlarla planlarını güncellemeleri bekleniyor. Bu planlar oluşturulurken engellenen bireylere danışılması gerektiği de ekleniyor. Son olarak yasa kapsamında mevcut erişilebilirlik standartlarını iyileştirmek ve yeni standartlar geliştirmek için Kanada Erişilebilirlik Standartları Geliştirme Kurumu kuruldu. Yönetim kurulunun çoğunluğunun engellenen bireylerden oluşması ön koşuluyla kurulan kurumun geliştirdiği standartlar, hükümet kabul ettiği takdirde yasal yükümlülük hâline gelebiliyor. Tüm bu yeni sistemler engellenen bireylerin liderlik rollerinde daha görünür olmasını desteklediği için Kanadalı engellenen bireyler arasında da büyük heyecan yarattı.
Geliştirilen izleme ve uygulama mekanizmalarının ötesinde farkındalık boyutunda da adımların atılması için yasa kapsamında Ulusal Erişilebilirlik Haftası ilan edildi. Her sene mayıs ayının son pazar günü başlayan haftada ülke çapında kapsayıcılığın ve erişilebilirliğin teşvik edildiği faaliyetlerin yapılması hedefleniyor.
Tüm bunlardan hareketle, öncelikle verinin öneminin altını bir kez daha çizmek gerekli. Mevcut durumu veren nicel verinin yanında engellenen bireylerin taleplerini ve önceliklerini açık şekilde belirtebilmesi katılımcılığı artıracaktır. Kanada örneğinde en öne çıkan konu izleme ve denetimdi. Bunlar için katılımcı mekanizmaların kurularak görevlendirmelerin net şekilde yapılması ve zaman planının belirli olması uygulanabilirliği artırıyor. Ek olarak, katılımcı mekanizmaların engellenen bireyleri güçlendiren ve belki de yeni istihdam olanakları açan bir tarafının olması da oldukça kritik bir nokta. Son olarak, erişilebilirliğin gelişmekte olan konsept olduğunu kabul ederek konu üzerine ayrıca çalışan bir yapının oluşturulması yasanın uygulanmasını kolaylaştıracak bir başka unsur.
Sonuç olarak, 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi’nden de eylem ve zaman planlaması belli, görevlendirmelerin net yapıldığı katılımcı bir strateji çıkmasını bekliyor, iş birliği için engellenen bireylerin her zaman burada olduğunu hatırlatıyoruz.